ANKARA ÜNİVERSİTESİ HUKUK FAKÜLTESİ DEKANLIĞINA AÇIK MEKTUP
Altı
ay sonra 1 Haziran 2018 tarihinde Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi
Dergisi editörlüğünden e-posta yoluyla makalemin yayınlanmasının
reddedildiğini bildiren Derginin Baş Editörü Prof. Dr. Veysel Başpınar
imzalı aşağıdaki yazıyı aldım. Bu yazıyı aşağıya aynen koyuyorum:
Doğrusunu isterseniz bu ret yazısına fevkalade şaşırdım. Zira makalemin
böyle bir sebeple reddedebileceği düşüncesi aklımın ucundan geçmemişti.
Öncelikle belirtmek isterim ki, ret yazısında hakem raporundan
bahsedilmediğine göre makalem hakem incelemesine dahi gönderilmeksizin
doğrudan Dergi Editörlüğü tarafından reddedilmiştir. Eğer makale, hakeme
gönderilmeksizin reddedilmiş ise bu ret için neden altı ay beklenmiştir?
Ret
gerekçesi olarak “K. Begüm İsbir’in
doktora tezi ile ilgili değerlendirmeleriniz, şahsî kanaatiniz olup, bu
şekilde Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi’nde yayınlanması Fakülte
İdaresini ve Dergi Editörlüğünü sorumlu kılacak ve yeni tartışmalara,
dolayısıyla tazminata yol açabilecek nitelikler taşımaktadır”
denmektedir.
Bu
gerekçede üç iddia vardır.
Birinci iddia
makalemdeki değerlendirmelerimin benim
şahsî kanaatim olduğu iddiasıdır
ki, bu tamamıyla doğru bir iddiadır. Ben bir “gerçek kişi”yim. Keza bir
kurumun temsilcisi de değilim. Dolayısıyla makalemde ileri sürdüğüm görüşler
kaçınılmaz olarak benim şahsî kanaatimdir. Bu husus her yazar için
geçerlidir. Bunun aksinin olması da mümkün değildir. Bütün akademik
makaleler yazarlarının şahsî kanaatidir. Zaten dergilerin iç kapaklarında
veya künye sayfalarında dergide yayınlanan makalelerin derginin veya dergiyi
yayınlayan kurumun değil, yazarın “şahsî kanaati” olduğu notu düşülür. Bir
makalenin yazarının şahsî kanaati olması o makalenin ret sebebi olamaz.
Makalelerin şahsî kanaat olduğunu bilmeyen kişi veya kişilerin Ankara
Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisinin editörlüğünü yapmaları üzücüdür.
İkinci iddia ise
benim K. Begüm İsbir’in doktora tezi ile ilgili değerlendirmelerimin
yeni tartışmalara
yol açabileceği iddiasıdır. Bir
akademik makalenin yeni tartışmalara yol açabilecek olması, o makale için
bir ret sebebi değil, olsa olsa kabul sebebi olabilir. Zaten ekteki
makalemde de görüleceği gibi ben kitap olarak yayınlanmış doktora tezlerinin
ve özelde de Begüm İsbir’in doktora tezinin tartışılması gerektiğini ve bu
makaleyi de böyle bir tartışma başlatmak için yazdığımı açıkça belirtiyorum.
Makalem yayınlandıktan sonra kitabın yazarı eleştirilere cevap verebilir ve
keza konuya ilgi duyan diğer yazarlar da tartışmaya katılabilir. Böylece
bilim ilerler. Zaten bunun için saygın akademik dergilerde kitap inceleme ve
eleştiri bölümleri vardır. Esasen kitabın yazarı da böyle bir tartışmayı
arzu etmiştir ki, doktora tezini tez olarak bırakmamış ve kitap olarak
yayınlamıştır. Her yazar yazdıklarının yansımasını görmek ister. Bilim
tartışmayla gelişir. Tartışma olmayan yerde akademi olmaz. Tartışmadan
korkan kişilere akademik bir derginin editörlüğü görevinin tevdi edilmesi
daha da üzücüdür.
Üçüncü iddia,
benim K. Begüm İsbir’in doktora tezi ile ilgili değerlendirmelerimin
“Fakülte İdaresini ve Dergi Editörlüğünü sorumlu kılacak ve dolayısıyla
tazminata yol açabilecek nitelikler
taşımakta” olduğu iddiasıdır. Makalem ektedir. Makalemde, incelediğim
kitabın yazarının kişilik haklarına yönelik bir saldırı yoktur. Makalemde
yazarın eserinin değerlendirilmesi ve eleştirisi vardır. Bu eleştiriler ise
tamamıyla akademik bir üslûp ve ciddiyetle yapılmıştır. Ayrıca makalemde
kamu tüzel kişiliği konusunda sadece Begüm İsbir’in görüşleri değil, Türk
idare hukuku doktrininin diğer üyelerinin görüşleri ve hatta tarafımdan eski
yıllarda savunulmuş bir görüş de eleştirilmiştir. Makalemde bir kitabın mı,
yoksa kitabın yazarının kişiliğinin mi eleştirildiği hususunu ekteki
makalemi okuyacak okuyucuların takdirine bırakıyorum.
Burada son olarak belirtmek isterim ki, bu açık mektubun muhatabı, makalemin
incelediği kitabın yazarı olan Begüm İsbir değildir. Makalemin reddedilmesi
sürecinde haliyle Begüm İsbir’in bir dahli yoktur. Bu sorunun tarafı olmayan
genç bir meslektaşımın adının burada geçiyor olmasından dolayı da üzgünüm.
Bu süreçte eleştirilecek kişi Begüm İsbir değil, makalemin reddi kararında
imzaları bulunan Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisinin editörü veya
editörleridir.
Yukarıdaki ret kararı, Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi editör
veya editörlerinin akademik dergi yayıncılığının kurallarını bilmediklerini
göstermiştir. Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanlığını söz konusu ret
kararında imzası bulunan Fakülte Dergisi editör veya editörlerini görevden
almaya davet ediyorum.
Saygılarımla,
4
Haziran 2018
Kemal Gözler
EKİ: Yayınlanması
reddedilmiş “Kamu Tüzel Kişiliği Kavramı Neye Yarar? K. Begüm İsbir’in Kamu
Tüzel Kişiliği İsimli Doktora Tezinin Düşündürdükleri” başlıklı makalem (http://www.idare.gen.tr/kamu-tuzel-kisiligi.pdf).
(c) 4 Haziran 2018, Kemal Gözler
Bu Sayfa:
http://www.idare.gen.tr/auhf-acik-mektup.html
Ana Sayfa: http://www.idare.gen.tr
Editör:
Kemal Gözler
E-mail: kgozler[at]hotmail.com
İlk Konuluş Tarihi: 4 Haziran 2018