TÜRK İDARE HUKUKU SİTESİ [www.idare.gen.tr] |
|
Ana Sayfa: www.idare.gen.tr
Tekin Akıllıoğlu, "'Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesin'ne Ek 4 Nolu Protokol 1. Maddeye Göre 'Borç İçin Hapis Yasağı'" , www.idare.gen.tr/akillioglu-borc.htm (17 Ağustos 2004). Bu bildiri Bankacılık ve Ticaret Hukukunu Araştırma Enstitüsünün 1 Aralık 2001 günlü toplantısında sunulmuştur.
Prof. Dr. Tekin Akıllıoğlu
AÜ SBF Öğretim Üyesi
A.Feyyaz Gölcüklü - A.Şeref Gözübüyük, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve Uygulaması, Ankara Turhan Kitabevi 2. Baskı,1996, s.214-215.
İLGİLİ KURALLAR
Anayasa (2001):
Madde 38/8 (Ek:3/10/2001-4709/15 md) "Hiç kimse, yalnızca sözleşmeden doğan bir yükümlülüğü yerine getirememesinden dolayı özgürlüğünden alıkonulamaz".
No one shall be deprived of his liberty merely on the ground of inability to fulfil a contractual obligation.
Nul ne peut être privé de sa liberté pour la seule raison qu'il n'est pas en mesure d'exécuter une obligation contractuelle.
İnsan Haklarına İlişkin Amerikan Sözleşmesi 7. maddesinin 7. paragrafında borç nedeniyle kimsenin hapsedilmeyeceğini belirtmektedir. Bununla birlikte bu hükmün nafaka borçlarının yerine getirilmesi için adli mahkemelerce verilen tutuklama emirleri bakımından uygulanmayacağı öngörülmüştür.
Birleşmiş Milletler Kişisel ve Siyasal Haklar Sözleşmesi, madde 11 : "Hiç kimse yalnız sözleşmeden doğan bir yükümü yerine getirememiş olması nedeniyle hapsedilemez". ( Art.11 " No one shall be imprisoned merely on the ground of inability to fulfil a contractual obligation").
ÖZET: 4 Nolu Protokolün 1. maddesi için Uzmanlar Komitesince yapılan açıklamaya göre, borç sözleşmeden doğmuş olmalıdır. Borç için hapis yasağı kanundan doğan borçlar hakkında uygulanmaz. Borçlunun hilesi, kötü niyeti, ödemeyi reddetmesi, ihmali sonucu ödememesi durumlarını kapsamaz. Bu fiiller yasalarda suç olarak nitelendirilmiştir[1].
AÇIKLAMALAR
01. Genellikle uluslararası andlaşmalarda hazırlık sırasında kullanılan "açıklayıcı belge"(explanatory report) andlaşmaya eklenir. Buna bir çeşit gerekçe belgesi denebilir. AİHS ve 4Nolu Protokol'e ek açıklayıcı belge bulunmamaktadır. 4 Nolu Protokol'ün uzmanlar komisyonunca yapılan bir açıklayıcı raporu vardır, ancak yayınlanmadığından hizmet içi belge olarak kalmıştır. Avrupa Konseyi Danışma Meclisi tutanaklarına göre bizim açımızdan ilginç olan, 4Nolu Protokol'ün hazırlanmasına 1958'de Gülek ve Ecevit imzalı bir teklifle başlanılmış olmasıdır[2].
02. 16 Eylül 1963'de imzaya açılan 4Nolu Protokol 19.10.1992 tarihinde Türkiye adına imzalanmış ve 9.6.1994 tarihinde Bakanlar Kurulunca onaylanmıştır[3]. Son Anayasa değişikliği ile 4Nolu Protokolün 1. maddesini iç hukukumuza anayasal kural düzeyine çıkarmış bulunuyoruz[4]. 4Nolu Protokolün birinci maddesi borç için hapis yasağına, ikinci maddesi dolaşım özgürlüğüne (ülke içinde ve ülkeye giriş çıkışta), üçüncü maddesi vatandaşların ülkeye girişten yasaklanmaması ve sınırdışı edilme yasağına, dördüncü maddesi de yabancıların topluca sınırdışı edilme yasağı hakkındadır. Burada sadece "borç için hapis yasağı"ndan söz edilecektir.
02a. Bu kuralın Solon tarafından konulduğu kabul edilir. İÖ 559'da ölen Solon, İÖ 620 yılında Atina'ya "arkon" olarak atanır. Görevi kanunları değiştirmek, iktisadi durumu düzeltmek, özellikle zengin-yoksul arasındaki gerilimi azaltmaktır. Uzun savaşlar sonucunda deniz ticaretinin engellenmesi nedeniye borçlarını ödeyemeyenler, Tiran Dracon'nun kanunlarına göre esir konumuna düşer. Solon hazırladığı anayasada ilk sırada borç nedeniyle tutsak edilenlerin ve ailelerinin serbest bırakılmasını öngören bir kural getirir. Buna göre miktarı büyük borçlar ile arazi üzerine konan rehin kayıtları silinir. Anayasa'nın çıkarılmasından önce Solon'dan yeni kuralı öğrenen dostları büyük borçlara girerek mülk edinir ve bu mülkleri aldıkları borca karşı rehin gösterirler. Solon hakkında danışıklı davranma suçlamaları yapılır, ancak Solon'nun yeni anayasa ile büyük miktarda para kaybettiği anlaşılmakla Solon cezalandırılmaktan kurtulur.
02b. Bugüne ve bize gelince; basındaki açıklamalara göre yeni anayasal kural karşılıksız çek suçlarını kaldırmıştır, karşılıksız çek keşide etme suçları nedeniyle açılan ceza davaları, yeni bir düzenlemeye kadar askıya alınmıştır. Izleyen açıklamalardan anlaşılacağı gibi, borç için hapis yasağı ödeyemeyenler için düşünülmüştür, ödemeyenler için değil. Eğer anayasaya eklenen borç için hapis yasağının karşılıksız çek vb konularda düzenlenen suçları konusuz bıraktığı düşünülüyorsa, bu konunun 4Nolu Protokol'ün onay tarihine kadar geri götürülmesi gerekir. Bu durumda 1994'den bu yana anılan suçlardan hüküm giyenler –adli hata nedeniyle- Devletten tazminat talep edebilecektir. Zira 4Nolu Protokol kanun hükmünde olduğundan[5], yürürlüğe girdiği tarihte mevcut suç tanımlarını yeni kural olarak değiştirmiş veya hükümsüz bırakmış sayılacaktır. Ancak böyle bir varsayım gerçekleşmiş değildir. Açıklayacağım nedenlerle suçlar – ceza konuları- borç için hapis yasağı kapsamına girmemektedir.
03. 4Nolu Protokolün 1. maddesi şimdiye kadar bir Komisyon kararı dışında Divan kararlarına konu olmamıştır. Kural uygulama dışında kalmış (désuet) sayılmaktadır. "Borç için hapis" deyimi 1. madde başlığında kullanılmış olmakla birlikte, madde metninde "özgürlüğünden yoksun kılınamaz" denildiğinden sadece hapis cezasını kapsamakla kalmaz. Aynı zamanda idari bir kararla (bu idari bir makam kararı olabileceği gibi, yargıcın idari nitelikte bir kararı da olabilir) bir kimsenin serbest dolaşımdan alıkonarak bir yerde tutulmasını da kapsamaktadır.
04. Bu uygulama Fransa'da (ve Batı Avrupa'da) sözleşmeden doğan borçlar bakımından terkedilmiştir. Terk sebebi olarak bir yandan borç için hapsin çağdaş özgürlük anlayışı ile bağdaşmaması, öte yandan borçlunun ancak serbest kalması halinde borcunu ödeyebileceği öne sürülmüştür [6]. Buna karşılık Fransız ceza hukukunda ve pek çok Avrupa ülkesinde borçlunun ödemeye zorlanması için hapsedilmesi (la contrainte par corps) denilen hukuki usul, kanundan doğan borçlarda veya kamu gücü iradesinden doğan borçlarda halen uygulanmaktadır.
05. Bu madde yetkili kamu makamlarının kişi özgürlüğünü kaldırma yetkisini sınırlamaktadır. Bu nedenle AİHS 5. maddesinin 1 (b) hükmü[7] ile bağlantılıdır. Madde 5 1(b) hükmüne göre; "bir mahkeme tarafından yasaya uygun olarak verilen bir karara riayetsizlikten dolayı veya yasanın koyduğu bir yükümlülüğün yerine getirilmesini sağlamak için bir kimsenin usulüne uygun olarak yakalanması veya tutulması" söz konusudur. 4Nolu Protokol ile bağlı devletlerde mahkemeler sadece bir borcu ödeyemediği için veya sözleşmeden doğan diğer bir yükümlülüğü yerine getiremediği için bir kimsenin özgürlüğünden yoksun kılınması emri veremez[8]. Başka bir anlatımla, kanunun öngördüğü yükümlülükler arasından "sözleşmeden doğan borçları" çıkarmak gerekir.
06. Borçtan (obligation) ne anlaşılmak gerekir? Madde sadece "sözleşmeden doğan borcu" (obligation contractuelle) korumaktadır. Sözleşme bir para borcuna ilişkin olabileceği gibi satın alma, satma borcuna ilişkin de olabilir. Aynı şekilde bir şeyi verme, yapma, yapmama taahhütleri de kapsamdadır. Sözleşme sadece özel kişiler arasında yada özel hukuk alanında yapılanları değil, taraflardan biri kamu tüzel kişisi olan yada kamu hukukuna giren bütün sözleşmeler (idari imtiyaz sözleşmeleri, devlet ihale kanunu kapsamındaki sözleşmeler) 1. maddeye girer[9]. Bu bakımdan AİHS 5/1 (b) de geçen "yasanın koyduğu bir yükümlülüğün yerine getirilmesini sağlamak için" deyimi de 4Nolu Protokol 1. maddenin öngördüğü "sözleşmeden doğan borç" kavramına dahildir.
07. Birinci madde "yerine getirememe"den (inability) söz etmektedir. Dolayısıyla borçlu ödeyebilecek durumda olup da ödemeyi reddediyorsa koruma kapsamına girmez. Ayrıca maddede "yalnızca" (merely) kelimesi de kullanılmıştır. Borçlu hileyle yada kötü niyetle hareket etmişse 1. madde hapsine engel değildir. Sonradan ödemezlik durumunda olduğu anlaşılsa bile durum değişmez[10]. Gerçekten 1. madde iradi olmayan ödeyememe durumuna ilişkindir. Maddede geçen "yerine getirememe" (n'est pas en mesure d'exécuter/on the ground of inability) deyiminin "istese bile ödeyemeyecek" olan bir kimsenin durumunu anlattığı açıktır[11].
08. Avrupa İnsan Hakları Komisyonunun verdiği bir karara göre; bir kimsenin kanun emrettiği halde buna uymayarak alacaklısına malvarlığı hakkında beyanda (affidavit) bulunmamış olduğu için mahkemece hapsine karar verilmesi 1. maddenin koruduğu alana girmez[12]. İcra Hukukumuzda mal beyanına zorlama için başvurulan 10 güne kadar hapsin koruma kapsamına girmediği Komisyonun bu kararına bakılarak söylenebilir.
09. Uzmanlar Komitesi, Bakanlar Komitesine sunduğu raporda birinci madde kapsamına girmeyen işlerden bazı örnekler vermiştir: Bir kimse ödeyemeyeceğini bildiği halde lokantaya girip yemek ısmarlamıştır; borçlu sözleşme ile taahhüt ettiği malları kendi ihmali nedeniyle temin edememiştir; borçlu borçlarını ödememek için ülkeyi terketmek istemiştir…bu durumlarda hapse karar verilmesi 1. madde kapsamına girmez[13]. Van Dijk-van Hoof'a göre "yalnızca" kelimesi yukarıdaki gibi yorumlanırsa 1. madde kapsamına giren işler pek sınırlı olacaktır[14]. Öte yandan örneklerden anlaşılacağı gibi, borçlunun yalnızca kasd ve kusuru ile değil, ihmal sonucu ödememesi de koruma kapsamı dışına çıkması için yeterlidir.
10. Borçlunun hileye dayanmasa bile sadece kötü niyetli oluşu 1. maddeden yararlanmasını önler, bunun için borcunu ödemekten kurtulmayı istemiş olması yeterlidir. Böyle bir kimse için ülkeyi terk yasağı konması, ülkeden çıkışı hak olarak düzenleyen 4Nolu Protokolün 2/2.maddesine aykırı değildir[15] . Borcun sözleşmeden doğmadığı durumlar koruma kapsamına girmez. İlgilinin borcu sözleşmeden değil fakat kamu makamının tek taraflı kararından doğmuşsa, bu durumda meydana gelecek ihlâller hapis müeyyidesiyle karşılaşabilir. Buna ceza hukukundaki para cezaları ve vergi cezaları örnek gösterilebilir[16]. Kanımızca, İdare Hukukumuzda az yer tutan idari para cezaları da bu kapsamda olmak gerekir.
11. Van Dijk-van Hoof''a göre, 4Nolu Protokol 6/1 maddesi AİHS'nin bütün hükümlerinin uygulanır olduğunu beyan etmekte ve AİHS 15/2'de sayılan haklara 4Nolu Protokol ile getirilenler (bu arada borç için hapis yasağı) eklenmediğinden, 15/1'de öngörülen olağanüstü durumlarda (borç için hapis yasağının) askıya alınması mümkündür[17] .
13. AİHS'nin 5/1(b) hükmü nasıl anlaşılmaktadır? Madde 5 1(b): "Bir mahkeme tarafından yasaya uygun olarak verilen bir karara riayetsizlikten dolayı veya yasanın koyduğu bir yükümlülüğün yerine getirilmesini sağlamak için bir kimsenin usulüne uygun olarak yakalanması veya tutulması"ndan söz etmektedir[19]. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine göre ( Engel ve diğerleri kararı) "kanunun emrinden kaynaklanan borç" ifadesi, bir kimsenin o zamana kadar yerine getirmeyi ihmal ettiği belli ve somut bir borç veya edimi yerine getirmeye zorlanması amacıyla hapsedilmesini anlatmaktadır. Bu kural geniş yorumlanmamalıdır. "Bir vatandaşın genel nitelikte kanuna itaat ödevinden bahisle mecburi oturmaya mahkum edilmesi" (Guzzardi kararı), "bir ordu mensubunun bundan böyle borçlarına sadık kalması amacıyla oda hapsinde tutulması" (Ciulla kararı) genel nitelikte ödev ifasına zorlamadır, AİHS 5/1(b) kapsamına (koruduğu alana) girmez[20] .
14. Bu anlatımın aksinden Mahkemenin yasal yükümlülüğe zorlama için hapsi mümkün gördüğü sonucu çıkmakla birlikte, 4Nolu Protokolün 1. maddesi bakımından bu hükmün kapsamının sınırlandığı görülür. Buna göre bir sözleşmeden doğan borcun yerine getirilmesini sağlamak için hapisle zorlama iradi yerine getirmeme hallerinde söz konusudur.
15. "Benham-İngiltere" kararı, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin (AİHS 5/1b) "yasanın koyduğu bir yükümlülüğün yerine getirilmesini sağlamak için bir kimsenin usulüne uygun olarak yakalanması veya tutulması" hükmünü yorumladığı kararlardan biridir. Olayda, Benham kişi başına salınan bir vergiyi (community charge) ödemediği için, mahkemece bir ödeme emri çıkarılır ve Pool Belediye Meclisi (Pool Borough Council) takip mercii olarak tespit edilir. Takip mercii Benham'ın evine memur gönderir, ancak haczi kabil herhangi bir mal, eşya vb bulamaz. Takip mercii sulh ceza mahkemesine başvurarak hapsen tazyik kararı talep eder. Mevzuata göre mahkemenin hapse karar verebilmesi için ilgiliyi huzuruna çağırarak kasden veya ihmal yoluyla (wilful refusal or culpable neglect) ödemediğini tespit etmesi gereklidir. Mahkeme Benham'ın işsiz olduğunu, işsizlik yardımı talebinde bulunduğunu ancak çalışmayı reddettiği için yardım yapılmadığını belirler. Mahkeme Benham'ın çalışsaydı vergiyi ödeyebilecek paraya sahip olabileceği, çalışmayı reddettiği için cezalandırılabilir ihmal (culpable neglect) içinde bulunduğu sonucuna vararak, ödemeyi kabul ettiği an tahliyesi şartıyla 30 gün hapsine karar verir. Benham AİHS 5/1 ve 5/5 ile 6. maddelerinin ihlali iddiasıyla Avrupa İnsan Hakları Komisyonuna başvurur, Komisyon 5.maddenin 1. paragrafının ihlal edildiğini kabul eder. Bu kabul özellikle Benham'ın ödemezliğinin iradi olmadığı gerekçesine dayanmaktadır. Komisyon'a göre 5/1b "hapsin hukuka uygun olması" (lawful arrest or detention) konusunda AİHS iç hukuka gönderme yapmaktadır, ancak bu iç hukuk hükmünün doğru yorumunu araştırmayı da içerir. Olaydaki iç hukuk hükmüne göre ilgilinin ödeme durumunda olduğu halde ödemeyi kasden veya ihmal yoluyla reddetmesi gerekir.
15a. Benham ödeme durumunda olmadığı için bu hükmün uygulanması ile sulh ceza mahkemesi yetkisini aşmıştır. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi de Komisyon gibi, hapsin hukuka uygunluğu konusunda iç hukuka uygunluğun anlaşılması gerektiğini kabul etmekte, ancak iç hukuk hükmünün AİHS 5.maddesi doğrultusunda yorumlanması gerektiğini de vurgulamaktadır. Bu konunun önemi şöyle açıklanabilir: İngiltere 4Nolu Potokol ile bağlı olmasa bile, hapsen tazyikin AİHS 5. maddesi açısından denetimi aynı amacı gerçekleştirir. Ancak Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi olayda Komisyon'nun aksine 5/1b ihlali olmadığı sonucuna varmıştır. Mahkemeye göre sulh ceza mahkemesinin yetkisini aştığı üst mahkeme ve onu izleyen yüksek mahkeme tarafından tespit edilemediği gibi yargıçların keyfi davrandıkları iddiası da ispat edilememiştir. Bu kısa açıklama ile şu sonuca varılabilir: "hapisle zorlama" bir ceza kuralı olarak nitelendirilmiştir, kanuna dayanan bir borcun yerine getirilmemesi halinde hapis cezası veya hapisle zorlama uygulaması failin kasıd veya ihmaline dayandırılmalıdır.
16. Funke – Fransa davasında da benzer bir durum olmakla birlikte "hapsen tazyik" uygulanmamıştır. Funke mali polis tarafından yurtşındaki serveti konusunda beyana davet edilmiş, cevap vermemesi üzerine evinde arama yapılmış, belge bulunmaması üzerine zorlayıcı gün para cezası (astreinte) ile birlikte hapsen tazyiki talep edilmiş (la contrainte par corps) ancak mahkeme sadece zorlayıcı gün para cezasına karar vermiştir. Funke doğru yargılama (AİHS m. 6) kendi aleyhine beyan ve kanıt sürmeye zorlanma ve konut dokunulmazlığı ihlali (AİHS m. 8) iddiasıyla Komisyona başvurur, Komisyon ihlal bulunmadığı sonucuna varır, ancak Mahkeme her iki maddenin de ihlal edildiğine karar verir. Mahkemeye göre gümrük polisi ve onun tespitiyle hareket eden yargı yeri Funke'nin bazı belgelere sahip olduğu halde bunları vermediği kanısıyla para cezası ile zorlama sonucuna ulaşmıştır. Dolayısyla 6. madde ihlal edilmiştir. Oysa kanıtlara zanlı dışındaki yollar ile varılması gerekirdi. Arama mahkeme emrine dayanmadan ve yasal sınırları belirlenmeden yapıldığı için 8. madde ihlal edilmiştir.
16a. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), Soumaré – Fransa kararında fransız hukukuna göre "hapsen tazyik" kavramının nasıl anlaşıldığına yer vermiştir. Bu anlayışa göre bir ceza tedbiri olduğu için hapsen tazyike karşı temyize gidilememektedir. AİHM'ne göre hapsen tazyik fransız hukukuna göre tedbir olarak nitelendirilse bile, buna itiraz edilememesi Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin tutuklama veya hapis kararlarına karşı yargıya başvurma hakkı tanınmasına ilişkin 5.madde 4.bend kuralına aykırıdır. Olayda uyuşturucu kaçakçılığı suçundan hüküm giyen bir kimsenin, ayrıca kaçakçılık maddesinin değeri kadar para cezasına çarptırılması söz konusuydu. Bu ceza hapsen tazyik niteliğinde olup üst sınır olan 2 yıl içinde ödeme yapılmadıkça hapsedilme biçimindedir. Olayda hükümlü Soumaré asıl cezayı çektiğini, fakat para cezasını ödemesinin imkansız olduğunu öne sürerek salıverilmesini istemiş, bu isteği reddedilmiş ve görevli yargı yeri redde itiraz hakkı bulunmadığı sonucuna varmıştır[21]. Dava dolayısyla Fransız Hükümetinin verdiği bilgilere göre, hapsen tazyik medeni ve ticari alanda 22 Temmuz 1867 tarihli kanunla kaldırılmıştır. Ancak Fransız Hazinesinin alacaklı olduğu para cezalarında halen uygulamasına devam edilmektedir (CPP art.749). Bu durumda da 30 Aralık 1985 tarihli ve 85-1407 sayılı kanunla "ödemezlik" (insolvabilité) halinde hafifletilmiştir. Para cezası siyasi nitelikte veya basın suçu sonucu hükmedilmiş ise hapsen tazyik uygulanmaz.
16b. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi hapsen tazyik niteliğindeki para cezalarını "ceza konusu" saymakta, borçlunun özgürlüğü kaldırılarak ödemeye zorlanmasını denetim konusu yapmamaktadır. Mahkemenin buna ilişkin kararları kamusal alacakların tahsiline ilişkindir. Acaba hapsen tazyik kamusal bir alacağın tahsili için değil de özel hukuk bağlamında öngörülmüş olursa 4Nolu Protokol 1. maddeye aykırı mıdır? Yukarıda da belirtildiği gibi (no 14) borç özel hukuk kaynaklı olsa bile "kötü niyetli" ödememe durumuna karşı bir cezai müeyyide veya ceza tedbiri olarak hapsen tazyik öngörülmüş ise bunun "borç için hapsedilmeme" kuralına aykırı olmadığı söylenebilir.
17. Borç için hapis yasağı ilkesi, Anayasa Mahkemesi'nin bir kararında "hukukun, bilinen ve bütün uygar memleketlerde kabul edilen prensiplerinden biri" niteliğinde sayılarak uygulanmıştır[22]. 2000 sayılı Kanunun, mecburi hizmete tabi yatılı tıp öğrencilerinin, mecburi hizmeti kabul etmemeleri veya zamanından önce terketmeleri halinde borçlarını iki misli olarak ödemeleri, ödemedikleri takdirde 3 aydan 1 seneye kadar hapis cezasına çarptırılmalarını ve ayrıca paranın tahsilini öngören 2 ve 3. maddeleri Anayasa Mahkemesince özel hukuk ilişkilerinden doğan bir alacak nedeniyle borçlunun hapsedilmesine imkan tanıdığı için iptal edilmiştir.
18. Bu karar, 4Nolu Protokolün 1. maddesi koşullarına göre yorumlandığı takdirde 2000 sayılı Kanunun 2.ve 3. maddelerinin iptal edilemeyeceği söylenebilir. Zira Kanunun öngördüğü varsayımda, borçlu ödeyebileceği halde ödememekte, kısaca kasden ödememektedir. Özetle, 4Nolu Protokol 1. maddesi yasa ile suç sayılan fiilleri korumamaktadır.
19. 4Nolu Protokol 1. madde kuralının özünde "yalnızca sözleşmeden doğan bir borcu yerine getirememek nedeniyle bir kimsenin hapsedilemeyeceği" düşüncesi bulunmaktadır. Başka bir anlatımla, kural belli bir durumun suç olarak nitelendirilmesini yasaklamaktadır. Dolayısıyla kuralın Anayasa maddesi haline getirilmiş olmasıyla Anayasa Mahkemesi'nin bu konuda yasa koyucunun suç tanımını denetleme imkanı doğmuş bulunmaktadır. Tekrar belirtmek gerekirse 4Nolu Protokol 1. madde çok sınırlı bir alanı korumaktadır. Buna göre borç için hapsedilmeyecek kimse, iyi niyetli olduğu, borcunu ödemek istediği halde ödeyemeyen kimsedir. Kısaca ödemede acz yada imkansızlık içinde olan kimsedir. Aksi; ödeyebileceği halde bundan kaçınan, ödeme konusundaki vecibesini ihmal eden kimsedir.
[1] Selon les "Rapports explicatifs sur les second au cinquième protocoles à la Convention européenne", l’obligation en question doit résulter d’un contrat. La prohibition ne s’applique pas aux obligations qui découlent de lois de droit public ou privé. Elle ne s’applique pas non plus lorsqu’un débiteur agit frauduleusement ou malicieusement; ou lorsqu’une personne refuse délibérément de s’acquitter d’une obligation; ou lorsque l’incapacité d’une personne de respecter ses engagements est due à sa négligence. Dans ces cas, le défaut d’exécuter une obligation peut donc légitimement constituer une infraction criminelle.
[2] Explanatory memorundum vy M. Hermod Lannung: "On 2nd May 1958, MM Gülek and Ecevit tabled a motion for an Order (Doc.828) the purpose of which was to examine the possibility of extending the scope of the Convention on Human Rights to cover certain additional civil and political rights not already guaranteed by the Convention".
[3] Bununla birlikte onay belgesi Avrupa Konseyi Genel Sekreterliğine hâlâ tevdi edilmemiş olduğundan 4Nolu Protokol Türkiye açısından yürürlüğe girememiştir.
[5] +Nolu Protokolün onaylandığı için iç hukukumuz bakımından yürürlüğe girdiği kabul edilmelidir. Onay belgesi Avrupa Konseyi Genel Sekreterliğine tevdi edilmiş olmadığından uluslararası hukuk bakımından yürürlüğe girmiş değildir. Esasen bu hüküm Anayasa’nın yeni 38. maddesine alınmış olduğundan tartışmanın uygulama bakımından bir yararı kalmamıştır.
[6] Mourgeon s. 1041.
[7] Madde 5 1(b) Bir mahkeme tarafından yasaya uygun olarak verilen bir karara riayetsizlikten dolayı veya yasanın koyduğu bir yükümlülüğün yerine getirilmesini sağlamak için bir kimsenin usulüne uygun olarak
yakalanması veya tutulması; Art. 5 1 (b) s'il a fait l'objet d'une arrestation ou d'une détention régulières pour insoumission à une ordonnance rendue, conformément à la loi, par un tribunal ou en vue de garantir l'exécution d'une obligation prescrite par la loi; Art. 5 1 (b) the lawful arrest or detention of a person for non-compliance with the lawful order of a court or in order to secure the fulfilment of any obligation prescribed by law;
[8] van Dijk-van Hoof, s.488.
[9] Mourgeon, s.1042.
[10]Exp. Rep. S. 39-40. van Dijk-van Hoof, s.489.
[11] Mourgeon, s.1042.
[12] van Dijk-van Hoof, s.489: Appl.5025/71, X v. Federal Republic of Germany, Yearbook XIV (1971), p.692 (696-698)).
[13] Expl.Rep. p.40.
[14] van Dijk-van Hoof, s.489.
[15] Mourgeon, s.1042.
[16] aynı yerde.
[17] van Dijk… s.489.
[18] aynı yerde.
[19] 5/1b: "the lawful arrest or detention of a person for non-compliance with the lawful order of a court or in order to secure the fulfilment of any obligation prescribed by law".
[20] Jan De Meyer, "Article 5 § 1", La Convention Européenne des Droits de l'Homme, Commentaire par article, s. 193. A.Feyyaz Gölcüklü - A.Şeref Gözübüyük, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve Uygulaması, Ankara Turhan Kitabevi 2. Baskı,1996, s.214-215.
[21] Dominique Allix, "Le contrôle juridictionnel de la durée de la détention provisoire (art.5/3) et de la contrainte par corps en matière douanière (art.5/4): affaires I.A. (23 septembre 1998) et Soumaré (24 août 1998)", Cahiers du CREDHO, no5, p.123-134.
[22] Anayasa Mahkemesi, 22.12.1964, E.1963/166, K.1964/76, Anayasa Mahkemesi Kararları Dergisi Sayı 2, Ankara 1971, s. 288-293.
(c) Tekin Akıllıoğlu. Bu yazı buraya yazarın
izniyle Kemal Gözler tarafından 17 Ağustos 2004 tarihinde konulmuştur.
Bu sayfaya şu şekilde atıf yapılması önerilir: Tekin Akıllıoğlu, "'Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesin'ne Ek 4 Nolu Protokol 1. Maddeye Göre 'Borç İçin Hapis Yasağı'" , www.idare.gen.tr/akillioglu-borc.htm (Erişim Tarihi).
Editör: Kemal Gözler
E-Mail: kgozler@hotmail.com
Ana Sayfa: www.idare.gen.tr